Ortadoğuda Kayıp Komünal Halkalar ve Kürtler
Kurte / Özet
Tabi ki tarih denilince kimin tarihi, hangi tarih gibi soruların akla gelmemesi mümkün değildir. Sümer'den günümüze gelen devletli sistemde toplum ikiye bölünmüştür. Egemenler ve ezilen toplum, buna doğayı da eklemek mümkündür. Egemenler kendilerini ve yandaşlarını özne, toplumu (kadını, işçi-emekçiyi, gençliği, ezilen inanç gruplarını, ezilen halkları vb.) ve doğayı nesne olarak görmüş buna uygun bir tarih anlayışı süreçlere uygun şekilde geliştirmiş ve toplumun hafızasına işlemiştir.
Afrikalıların şu sözü gerçekliği berrak bir şekilde ortaya koymaktadır; "Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları müddetçe onların hikâyeleri avcılar tarafından söylenecektir."
Dolayısıyla Nazım Kök'ün, Orta Doğu'da birçok devlet dışı kalmaya çalışmış, mücadele etmiş komünal halkları, inanç topluluklarını ve bu coğrafyanın kadim halklarından olup, insanlığın gelişiminde büyük katkıları olan Kürt halkının tarihini kısa şekilde de olsa ele alması önemli ve değerlidir. Bu tür araştırmaların yapılması ve gelecek nesillere aktarılması kuşkusuz gerekli ve çoğaltılması elzemdir. Egemenlerin yazdıkları ya da yazdırdıkları yalan-yanlışla dolu tarihe alternatif; toplumcu, doğaya, gerçeğe ve bilime uygun yazılan tarih materyalleri arttıkça ve topluma mal edildikçe geleceğe, aydınlık yarınlara yol almak daha kolay olacaktır. Özgür birey-özgür toplum gerçekçi tarih bilinciyle gelişir.
Araştırmacı Yazar Hasan Özgüneş